Korkulardan öte yaşamaktı güzel olan,
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçti !
Gür ırmaklar gibi çağlayıp duran,
O sınırsız düşler ülkesine demir attıran,
Bizim arınmış aşklarla yüce şarkımızdı..
Ballanmış incirler gibiydik hani,
Hani gökte bulut, ilkyazdaki tomurcuk,
Denizdik hani, rüzgârlanmış yelkendik,
Hani kuştuk, ışıktık, hani biz..
Karanlık gülüşler içinde boğulduk !
Bu iki yüzlü yaşamanın acısı,
Bu gülerken ağlamak,
Bu fukara, bu tutsak duyarlılığımız..
Gelsin şarkılar diyoruz, avutsun bizi,
Geceye renk veren bir ağaç yeşili,
Bağrımızı dolduran şaşkın soluğumuz..
Gelsin diyoruz, geçmişin bütün iyi düşleri,
Küçük, kırık, suçsuz umutlarımız..
O’dur dalgalanan her günün burcunda,
Her nakışta, her yazmada, her çizgidir bin umutla bin,
Daha nice söylenmemiş, el değmemiş gün görmemiş sızı..
Kuytu ormanlarda gizlenmiş yabancı,
Var ama bilmezsiniz, yasak, bin yıllık acımızı!
Bu daha böyle sürer mi dersin?
Bir yağ lekesi gibi, çirkin,
Köylerin, kentlerin kıyısında, buruşmuş
Hiç gibi yaşamak!
Sunullah Arısoy – Yasak Acı