Mehmet Seyda | Köyün Uğuru Memet

 

Karısı Güllü:

Başka köye gidek ağa, dedi.

Mehmet’in gözleri doldu:

“Neden ki garı?” diye sordu. “Ben n’ettim onlara ? Bu köyün uğuruyum ben. Gaç sel afatı tarlama gelip, orada dindi, bilmem mi? Bıldır Kel Mustafa’nın, nur içinde yatasıcanın iki danasını sürükleyen sular bizim boz kömüşe ilişti miydi?”

“Daha ağnamıyon mu?” diye çıkıştı Güllü. ” Olup biteni hepsi senden biliyorlar.”

“Tövbeler ossun.” dedi Memet. “Ben uğurlu kişiyim. Sen bilmesen de cümlesi bilir.”

Karısı:

“Uğurlu olmasına uğurlusun ya.” dedi, kendi kendine.

Karı koca azıcık atıştılar böylece. Atıştıklarının haftası olacak iş değil, Güllü’yü ağılda manda tepti. Düştü öldü. Otuz beş evlik köyde Memet kaldı mı tek başına. Tarlasını süremedi, bakkaldan yağ tuz alamadı. Kahveye çıkmaadı. Saçı sakalı birbirine karıştı. Oğlu günden güne zyıfladı. Bakanı yok, edeni yok. Sarardı soldu fukara. Arası çok geçmedi, onu da ateşi hastalık aldı götürdü. Mehmet evi tarlayı satmak istedi. Alıcı bulamadı,alıcı. Bir sıskal eşekle bir mandayı önüne katıp çıktı köyden. Çıkış o çıkış.

Nereye gittiği, ne olduğu bilinemedi.

 

Mehmet Seyda-Köyün Uğuru Memet

(Türk Dil Kurumu Yayınları)

Not: Yukarıda okuduklarınız hikâyenin tamamı değildir.

Önceki İçerikReşad Ekrem Koçu | Kapıya Çıkma
Sonraki İçerikHakkı Kâmil Beşe | İtalya Krallığı’nın Nişancıbaşısı ve Yörük Ali Efe

Yanıtla:

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı yazınız