” İhtiyarın karısı:
-Suç sizin değil, ev sahibinin, dedi. Ev yaptırırken suyu, elektriği, havagazını, manzarayı düşünüyorlar da, hangi bölgeye girdiğini hiç hesplamıyorlar. İnsan hiç böyle sınır üstünde ev yaptırır mı?
Bir yıllık kirayı da peşin verdiğimizden evden çıkamazdık. Eve girdik. Hırsızı bağladığımız ipleri çözdük. Hırsız karşımıza geçti oturdu. Beraber akşam yemeğini de yedik. Sonra:
-Bana şimdilik Allah’a ısmarladık,gece gelirim,dedi.
Şimdi dört beş hırsız evimizin gediklisi oldular. Mahallede onları herkes tanıyor. Hatta onlarla iş birliği de yaptık. Başka yabancı hırsızlar da dadanmasın diye el birliği ile evimizi koruyoruz. Bakalım, ne olacak ? Ya konturatımız bitene kadar, evde altı hırsız, iki de biz sekiz kişi oturacağız ya da bizim evi bir bölgeye sokacaklar. O zaman da hırsızları bulabilirsek, bölgemize karışan karakola şikâyet edeceğiz. Birbirimize de pek alıştık, şikâyet de ayıp olacak ya… Çünkü evin bir takım masraflarını da onlar görüyor. ”
Aziz Nesin-Sınır Üstündeki Ev
(Türk Dil Kurumu Yayınları)
Not: Yukarıda okuduklarınız hikâyenin tamamı değildir.