“Orhan’la beraber teessüs eden Osmanlı Hanedanı içinde devlet reisinin intihabı İkinci Murad’ın hükümdarlığına kadar nüfuzlu şahsiyetlerle beğlerin ellerinde idi; bunun haricinde hiçbir ailenin o makamı elde etmesine müsaade olunmamıştı. Birinci Murad, beğlerin karariyle babasının yerine hükümdar olduğu gibi Yıldırım Beyazid de yine aynı suretle o makama getirilmiştir.
Ankara muharebesinden sonra devlet nizamına halel geldiğinden muhtelif sancaklarda şehzâdelerden her birinin maiyetindeki beyler kendi efendilerinin hükümdar olmasını istediklerinden onbir sene süren mücadele, parçalanmış olan bu devletin Çelebi Mehmed’in idaresi altında birleşmesiyle sona erdi.
Çelebi Mehmed’in vefatiyle Şehzâde Murad’a taraftar olan devlet adamları ve Mustafa Çelebi’ye taraftar Rumeli beğleri arasındaki ihtilaf, nihayet Murad’ın galebesiyle neticelenmişti; İkinci Murad Bey, kendi saltanatı aleyhinde çalışan Rumeli beğlerini cezalandırmak istedi ise de maiyyetindeki beğler buna muvafakat etmediklerinden bir şey yapamamıştı.
Osmanlı Devletindeki beğlerin hükümdarlara üzerindeki hüküm ve nüfuzu Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul fethine kadar devam etmiştir; Osmanlı vezir ve beğlerinin, Sekedin muahedesinden sonra hükümdarlıktan çekilmiş olan İkinci Murad’ı tekrar o makama getirmeleri Tür beğlerinin ve bilhassa Çandarlı ailesinin hükümdarlar üzerindeki son muvaffakıyetleri idi; artık bundan sonra saltanat usulünü tesis eden İstanbul fatihi İkinci Mehmed, kuvvetlenmiş ve devlet ricalinin nüfuzlarından kurtularak bütün işleri ele almıştır. “
Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı – Osmanlı Devletinin Saray Teşkilatı
(TTK Yayınları )