“Mesina’dan yetmiş İspanya, altı Malta, üç Savua kadırgası ile Şarlken’in gayrımeşru çocuğu Don Juan d’Otriş 25 Eylül 1571 de yelken açtı. Papanın on iki kadırgası ile Venedikli Amiral Sebastiyan Veniyero komutasında yüz sekiz kadırga ve büyük altı yük gemisi ötekilere katıldı. Amiral gemisinde yapılan bir savaş konseyinde Akdeniz sularına gidilmesi görüşü üstün geldi.
Osmanlı donanması; iki yüz kırk kadırga, kırk kalyon ile yirmi küçük çektiriden, toplam üç yüz yelkenden kurulu olarak, Kaptan Müezzinzade Ali Paşa’nın başkomutanlığı altında İnebahtı Körfezi‘nde duraklamıştı.
Cezayir Beylerbeyi Kılıç Ali, Trablus Beylerbeyi Cafer Paşa, Barbaros Hayreddin oğlu Hasan Paşa ve denizcilik şeflerinden sayılarak kadırganın pupa direğinde fener taşımak hakkına sahip olan on beş sancak beyi, Kaptan Paşa’nın emri altında idi.
Gemilere konuşan kara askerine Pertev Paşa komut veriyordu. Pertev Paşa ile Kılıç Ali tayfanın şans denemesine çıkmasına itiraz edilirse de büyük bir etkileri olmadı. Kaptan Paşa’nın esaslı bir hesaba dayanmayan gayreti onların ihtiyatlı davranışlarına üstün geldi. Bunun sonucu olarak da emri altındaki donanma yok olmuştur.
6-7 Ekim 1571 gecesi Hıristiyan donanması demir aldı.
İki büyük deniz kuvveti bir süre birbirlerini hayret ve takdirle temaşa ettiler.Güneş bütün şaşasıyla parlıyordu.
İlk top Osmanlı amiral gemisinden patladı. Don Juan büyük bir çapta gülle ile buna karşılık verdi. Hıristiyanların sol kanadında cenk başladı. Sonra bütün hat üzerinde beş yüz gemi kıyasıya bir savaşa girişti.
Pertev Paşa, Kolona’nın kadırgasına rampa attı. Osmanlı amiral gemisindeki üç yüz yeniçeri ile okçu, Don Juan gemisinde bulunan Sardonyalı dört yüz okçuya karşı son derece yiğitlikle savaştılar.
…
Osmanlı donanması merkezinin bozulduğunu görerek bütün yelkenlerini açıp dört kadırga ile Hıristiyanların ortasından geçti. Bu kanlı savaştan sadece bu gemiler kurtuldular. Osmanlıların kaybının iki yüz yirmi dört gemi olduğu kaydedilir. Bunlardan doksan dördü karaya vurmuş yahut batmış diğerleri de müttefikler arasında bölüşülmüştür. Bu arada birçok top da elden çıkmış ve bir miktar da esir verilmiştir.
Osmanlı donanmasında bulunan Hıristiyan esirler de salıverilmiştir. Bu savaşta Osmanlıların otuz bin kişiyi de kaybettikleri anlaşılmıştır. Müttefikler de on beş kadırga ve sekiz yüz asker ve gemici zayi etmişlerdir.
…
Hıristiyan orduları için büyük bir zafer niteliğinde görülmekle beraber bu zafer hiç de önemli bir fayda sağlamamıştır.
Sultan Selim,* Kılıç Ali’yi Kaptan Paşalık mevkine yükseltmiş ve Uluç lakabı da Kılıç’a çevrilmiştir.
J.Von Hammer-Osmanlı İmparatorluğu Tarihi
(İlgi Kültür Sanat Yayınları-Cilt 2-Sy.163-164)