Ş. Sıtkı:
Yeni Türk şiirinin dünya şiiri katındaki yeri nedir? Bir kıyaslama yapabilir misiniz? Üstün ve eksik tarafları var mı?
A. Hamdi Tanpınar:
Modern Türk şiiri, Yahya Kemal’le başlar. Yani sokak ve ev konuşmasını nazım diline getiren ilk adamla. Türkçülük cereyanın med ve cezirlerinden kurtulan, Servet-i Fünûn nazeninliğinden şiiri sıyıran odur.
Bence şiir bir form meselesidir. Bu form Yahya Kemal’de, Valery’de, daha evvel Racine’de, Bakî Efendi’de olduğu gibi kaidelerle veya Cahit Sıtkı’da, Orhan Veli’de olduğu gibi tamamıyla şahsî kaidelerle elde edilebilir. Ben hissî mizaçta yaratılmış adamım. Yani oyunun bütün kaidelerine riayet hoşuma gider. Bu, öbüründen zevk almamı menetmez. Belki sadece ölçülerimizi biraz fazla subjektif yapar, herkesin malı olan kıstasların dışında birtakım ferdî kıstasları hakim kılar. Garip değil midir, bütün iddialarında son derece sosyal olan Nazım sanatta çok fertçi olmak isteyen herhangi bir başka şiirin yanında bu yüzden daha fertçi kalır. Çünkü kulak terbiyesi içtimaî bir terbiyedir. Kaldı ki eski retorik kaidesi dediğimiz ve hatta benim muaasırlarımla konuşurken taraftarı olmaktan mahcup olduğum şeyler, yani şu vezin ve kafiye ve onların etrafında ferdî olarak kendi kendimize kurduğumuz icaplar, düşüncenin tesadüflerini zorlamakta büyük yardımcıdırlar…
Şahap Sıtkı- Ahmet Hamdi Tanpınar’la Konuştum
(TDK Yayınları)