“Kampta geçen yirmi dört saatin en berbat anları, henüz geceyken keskin düdük seslerinin bizi yorgun uykularımız ve rüyalarımızda kavuştuğumuz özlemlerimizden acımasızca uyandırdığı dakikalardı. Bundan sonra ıslak ayakkabılarımıza ödemden şişmiş ayaklarımızı sığdırmak için uğraşmaya başlardık. Bağcıklar yerine kullanılan tellerin zorluğu gibi küçük sorunlar üzerine homurtular ve mızırdanmalar duyulurdu. Bir sabah çok cesur ve onurlu olduğunu bildiğim birinin çocuk gibi ağladığını duydum; çünkü ayakkabıları artık çok çektiği için ayaklarına olmamıştı ve kara çıplak ayakla gidecekti.
Bu kasvetli anlarda biraz rahatlamak için cebimden çıkardığım bir ekmek kırıntısını büyük bir keyifle yerdim.”
Viktor E. Frankl- İnsanın Anlam Arayışı