Sultan Süleyman, İstanbul’dan hareket ederek ordunun komutasını ele almak üzere, Üsküdar’a geçti (28 Ağustos 1553) *. Ordu Ereğli yakınlarına gelince, Şehzade Mustafa, ordugaha vararak babasının otağı yanına otağ kurdurdu. Ertesi gün vezirler, şehzadenin elini öperek kıymetli hediyeler aldılar.
Bu merasimden sonra Şehzade Mustafa mükellef eyer vurulmuş bir ata binerek huzur-i şahaneye gitti. Vezirler kendisine yol göstericilik yapıyordu. Yeniçeriler de şehzadenin geçtiği yol üzerinde toplanarak onu alkışları ile selamlamakta idiler. Fakat zavallı şehzade, babasının otağına varınca karşısında Padişah ile saray görevlilerini göreceğine, kendisini idama memur yedi dilsizle karşılaştı.
Dehşet içinde kalmıştı. Bu dilsizler, vezir-i azam İbrahim Paşa’yı uykusunda boğmuş olanlar idi. Şehzade,atlas bir perde arkasından bu korkunç sahneyi temaşa eden babasını boş yere çağırıp dururken, o dilsizler Mustafa’nın üzerine atıldılar. Bahtsız şehzade Mustafa, otağın içinde ruhunu teslim ederken, dışarıda imrahoru ile ağasının başı kesiliyordu.
Olay kısa bir zaman içinde orduya yayıldı. Her tarafta büyük bir üzüntü ve öfke doğdu. Özellikle yeniçeriler adeta ayaklandılar. Şehzadenin trajik ölümünü, entrikalarına bağladıkları vezir-i azamın cezalandırılmasını büyük gürültüler ile istediler.
Şehzadenin cenaze namazı Ereğli’de kılınmış ve naşı Bursa’ya götürülerek, Sultan İkinci Murad kabri yanında gömülmüştür. Bütün Osmanlı ve Hıristiyan tarihçileri bu acıklı olayın, haseki Hürrem Sultan’ın telkinleri üzere vukua getirildiğini belirtmekle birleştiler. Ancak Hırıstiyan tarihçileri bir de zehirlenme teşebbüsüne ve sahte mektuplardan söz açarlar ki; bunlar bu suça nefrete daha layık bir şekil vermektedir. Bu katilde Rüstem Paşa, Hürrem Sultan’a çok elverişli bir alet rolü oynamıştır.
Şehzade’nin acıklı şekilde öldürülüşü sadece orduda değil, imparatorluğun hemen her tarafında genel bir üzüntü doğurmuştur.
Şehzade Mustafa’nın trajik ölümünden derin üzüntüler duyan ve gözyaşı döken şairler arasında hiç biri Yahya (Taşlıcalı) kadar samimiyet ve cesaret göstermemiştir. Yahya Bey’in yeni mersiyesi, elden ele gezerek, az zaman içinde herkesin dilinde tekrarlanmaya başlamıştır. Bütün şairlerin düşmanı olan Rüstem Paşa azledilmiş bulunduğu için mersiyenin sanatkarı, onun adını ortaya koymaktan pek de çekinmemişti.
J.Von Hammer-Osmanlı İmparatorluğu Tarihi
(İlgi Kültür Sanat Yayınları-Cilt 2 -Sy.42-43)
*Ordu,İran üzerine sefere gitmekteydi.