” Aradan 20 gün kadar bir zaman geçmişti *. Bayezid kendisinden yüz çevrildiğini görüyordu. Bunun üzerine geri kalan günlerini tamamlamak üzere doğum yeri olan Dimetoka‘ya gitmek üzere oğlundan müsaade istedi.
Yaşlı Padişah bu izni alınca Vezir Yunus Paşa ve Defterdar Kasım refakatinde olduğu halde yola çıktı. Sultan Selim Edirnekapı’ya kadar babasının arabası yanında yaya yürüdü ve yolda onun verdiği öğütleri açık bir saygı ile dinledi. Bayezid, Dimetoka’ya kadar gidemedi. Hareketinin üçüncü gününde Havsa yakınlarında Aya mevkiinde çldü(20 Mayıs 1512).
Bayezid’in ölümü, yaşının ilerlemiş olmasından ve uzun süren ızdıraplardan mı, yoksa hizmetinde bulunmak üzere yanına verilen Cenevizli Menavino’nun belirttiği gibi, Yahudi asıllı doktorun verdiği zehirden mi ileri gelmiştir, bir şey söylenemez. Bu konuda Venedik elçilerinin raporlarında herhangi bir açıklama yoktur.
Bayezid, Osmanlı tahtında pek rahat oturabilmiş bir padişah değildir. Dış ve iç savaşlar, çekingen politika, onun mistik ve şairane olan karakteri ile pek de uyuşamıyordu. Sonraları Venedik doçluğuna kadar yükselen elçi Andrea Gritti hükümetine yazdığı raporların birinde Bayezid hakkında şu anlamda cümleleri kullanmıştır.
” Etli ve dolgu çehresinde hiç de zalim ve korkunç bir insan belirtileri yoktur. Aksine orada melankolik bir ifde sezilebilir. Bayezid, makina sanatlarını çok sever; iyi kesilmiş kırmızı akiklerden, işlenmiş gümüşten, güzel yaplmış eşyadan pek hoşlanır. Astroloji ve ilahiyatta da geniş bilisi vardır. HEmen devamlı olarak da bu bilimlerle uğraşır. Kimse ondan iyi ok kuramaz. ”
J.Von Hammer-Osmanlı İmparatorluğu Tarihi
(İlgi Kültür Sanat Yayınları-Cilt 1-Sy.450-451)
*Bahsedilen süre Sultan Selim’in tahta çıkışıdır.