“Sanat sahiplerinin kendi aralarında kurdukları bir düzen ve birlik vardı.Esnafların özel işleri için toplandıkları odaya lonca denilmekteydi. Loncanın başkanı esnaf “şeyhi” ya da “kethüdası” denilen kişidir. Daha sonra yiğitbaşı ve esnaf kahyaları gelmektedir.
XVIII.yüzyılda yiğitbaşılık eski önemini yitirmirştir.Bunun doğal sonucu olarak esnaflar arasında karışıklıklar, bozuk mal yapımı gibi sorunlar ortaya çıkmış ve bu durum sık sık yakınmalara neden olmuştur.
Her çeşit esnaf için belli sayıda dükkan ve işyeri vardı.Bunların işlediklerini başkası işleyemez,sattıklarını başkası satamazdı.Buna uymayanlar cezalandırılırdı.
XVIII.yüzyıl boyunca dükkan açmak konusunda esnafın titiz davrandığını, her isteyene dükkan açtırmadığını belgeler ortaya koymaktadır.
1753 senesinde Ankara’da 37 ekmekçi esnafının bulunduğunu tespit edebilmekteyiz.Bunlar görevlerini çeşitli mahallerde yapmaktaydılar.Ancak, bu ekmeçiler listesine gedik ev ekmekçileri de dahildir.Gedik ev ekmekçilerinin ekmekçibaşısının ismi başkadır.Demek oluyor ki, gedik ev ekmekçilerinin başkanı bir başka kişidir.1753’te Ankarada’ki başkanı Süleyman Ağa’dır.
Şeriye sicillerini incelediğimizde, XVIII. yüzyılda şu esnaf gruplarının olduğu görülmektedir.
(Yücel Özkaya hoca,sıralamış olduğu esnaf gruplarını kastederek devam ediyor.)
Ancak, bunların hepsinin bütün şehirlerde olduğunu söylemek mümkün değildir.Bunlardan tekneciler,esirciler,balıkçılar gibi olanları İstanbul,İzmir,Bursa gibi büyük şehirlerde bulunmaktadır.Bazı esnaflar yalnızca büyük şehirlerde bulunmaktadır.Örneğin, sof şalcılığı Ankara’da, pastırmacılarKayseri’de, iğne oyacılığı Mudurnu’da, ipekçiler Bursa’da, zeytinciler Batı bölgerlerinde bulunur.
(Devamını okumak için sonraki sayfaya geçiniz.)